Mart ayında anket göstergeleri salgının etkisini sınırlı da olsa göstermeye başladı. Son dönemde koronavirüs salgınına ilişkin artan belirsizlik neticesinde başta gelecek 3 aya yönelik beklentilerdeki düşüşün, reel sektör güven endeksini aşağı çektiği görülüyor.
· Mevsimsel etkilerden arındırılmış reel kesim güven endeksi, mart ayında 100 seviyesinin altına gerileyerek aylık 8,1 puan düştü ve mayıs ayından bu yana en düşük seviye olan 98,6'ya düştü.
· Arındırılmış verilerle kapasite kullanım oranı ise aylık 0,4 puan gerileyerek %76,2 seviyesine düşse de geçen senenin ortalaması olan %75,7 seviyesinin üzerinde bulunuyor.
· Sektörel güven endekslerinden; hizmet ve perakende sektör güven endeksinde düşüş gözlenirken, inşaat sektörü güven endeksi arttı.
Şekil 1. İnşaat sektörü güveni ve tüketici güveni haricindeki güven endeksleri yönünü aşağı çevirdi.
Dikkat Çeken Gelişmeler
Son dönemde koronavirüs salgınına ilişkin artan belirsizlik neticesinde başta gelecek 3 aya yönelik beklentilerdeki düşüşün reel kesim güven endeksini aşağı çektiği görülüyor. Dolayısıyla anket katılımcıları mevcut durumda belirgin bir değişim beklemese de geleceğe yönelik belirsizlikten dolayı üretim hacmi ve ihracat siparişleri gibi beklentilerini kötüleştirmiş durumda.
Genel görünüm hakkında bilgi veren genel gidişat kalemi de 100 seviyesinin altına gerileyerek 87,9 ile son 10 ayın en düşük seviyesinde bulunuyor.
Şekil 2. Belirsizlikler geleceğe yönelik beklentileri aşağı çekiyor.
Kapasite kullanım oranında mart ayında belirgin bir değişim gözlenmese de profesyonel katılımcıların güvenini gösteren reel sektör güven endeksi yönünü aşağı çevirdi. Küresel arenada salgının ilk etkisini hizmet sektöründe görmekteyiz. Bundan sonraki aşamada gerek iç talep gerekse dış talepteki geçici zayıflık ortamında ise imalat sektörünün kapasite kullanım oranının etkilenmesi beklenebilir. Bununla birlikte kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği verilmesi gibi teşvikler bu taraftaki baskıyı sınırlayabilir.
Şekil 3. Mevcut durumda kapasite kullanım
oranında değişim gözlenmiyor.
Seyahat, turizm, otelcilik, yeme içme, eğlence ve organizasyon gibi tüketiciye doğrudan hizmet verilen sektörlerdeki zayıflama sonrası küresel hizmet PMI verilerinin kötü bir seyir izlediği görülmekte. Yurtiçinde de salgın hastalık nedeniyle alınan tedbirlerin ve talep koşullarındaki zayıflamanın hizmet grubunun aktivitesini ve ilgili grubun enflasyonunu sınırlayacağı değerlendirilmekte.
Şekil 4. Küresel hizmet PMI verileri tarihi düşük seviyelerine geriledi.
Yarın ABD'de 21 Mart haftasına dair işsizlik maaş başvurusunu göreceğiz. 1,5-2,5 milyon civarında bir işsizlik maaş başvurusunun olduğu tahmin ediliyor. Başta hizmet sektörü olmak üzere küresel anlamda istihdam olumsuz etkilenmeye başlamış durumda. Hatta Fed bölgesel başkanlarından Bullard, işsizliğin ABD'de ikinci çeyrekte %30'lara tırmanabileceğini öngörüyor. Dolayısıyla koronavirüs salgınının yarattığı ekonomik şokun istihdam piyasasına nasıl yansıyacağı henüz bilinmiyor.
Yurtiçinde ilk çeyrekte öncü göstergeleri dikkate aldığımızda; işsizlik oranlarındaki düşüşün sürdüğü gözlendi. Ancak salgının iktisadi faaliyet üzerindeki sınırlayıcı etkilerine bağlı olarak işgücü piyasasının seyri önümüzdeki süreçte belirleyici olacak.
İktisadi yönelim anketinin detaylarındaki toplam istihdam kalemi de mart ayında düşüş gösterdi ve işgücü piyasası üzerindeki belirsizliği kısmi artırdı.
Şekil 5. İstihdam piyasasında anket göstergeleri ile işsizlik oranı arasındaki gelişim
Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranı incelendiğinde ise yatırım mallarının bir önceki aya göre iyileştiğini görmekteyiz. Tüketim mallarında dayanıksız tüketim malı kaynaklı düşüş görülmekte. İhracat için gösterge niteliğinde olan ara mal imalatının kapasite kullanım oranında ise ılımlı bir düşüş görüyoruz.
Bilgi Notu: Kapasite Kullanım Oranı Nedir?
Örneğin, %77'lik bir kapasite kullanım oranının anlamı, bir fabrikanın 100 birim mal üretebilecek iken 77 birim mal üretmesidir. Neticede KKO'nun yüksek olduğu dönemlerde, firmaların kapasitelerini artırma eğiliminde olmasıyla üretimleri artmakta ve sanayi üretimi de artış göstermektedir.