Yabancı yatırımcılar, 20 Eylül ile biten haftada hem hisse senedi tarafında hem de DİBS/tahvil tarafında satış yönlü hareket etti. Söz konusu piyasalardan haftalık bazda çıkış yapan net toplam yabancı sermaye miktarı yaklaşık USD 36 milyon seviyesiyle sınırlı tutarda gerçekleşti.

2019 yılı başından bu yana (4 Ocak – 20 Eylül haftalarında) toplamda USD 1,69 milyarlık net sermaye çıkışı gözlenmekte. 

Yabancı yatırımcılar, yurtiçinde 13 - 20 Eylül haftasında hisse senedi piyasasında USD 33 milyon tutarında satış gerçekleştirirken, repo hariç DİBS tarafında ise USD 2,6 milyon tutarında satış gerçekleştirdi.

2019 yılı başından bu yana (4 Ocak – 20 Eylül haftalarında) toplamda USD 1,69 milyarlık net sermaye çıkışı gözlenmekte.

Yılbaşından itibaren hisse senedinden kaynaklanan giriş USD 654 milyon seviyesinde.

Yılbaşından bu yana yabancıların DİBS tarafında ise çıkış yönlü olduğu gözleniyor. Yabancıların, yılbaşından bu yana repo hariç DİBS tarafında USD 2,35 milyar seviyesinde satış yaptığı gözlenmekte. 

Resim2.png 

Yabancı yatırımcıların, 2018 yılında yıl sonu itibarıyla yıllık bazda kümülatif olarak hisse senedi tarafında USD 956 milyonluk çıkışının ardından, bu yılın ilk 9 ayı itibarıyla, yılbaşından 20 Eylül tarihine kadar olan dönemde ise toplam USD 654 milyonluk alım gerçekleştirdikleri gözlenmekte.

Yabancı yatırımcılar, 2018 yıl sonu itibarıyla yıllık bazda kümülatif olarak repo hariç DİBS tarafında ise USD 468 milyonluk alımının ardından, bu yılın ilk  9 ayı itibarıyla, yılbaşından 20 Eylül tarihine kadar olan dönemde ise USD 2,35 milyarlık satış gerçekleştirdi. Özellikle, son dönemde enflasyonda görülen düşüş süreci ve kurlardaki ve Türkiye CDS primindeki ılımlı seyir kapsamında, TCMB'nin faiz indirim sürecine başlamasının etkisiyle, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, 1,5 yıldır gerçekleştirmediği uzun vadeli TL borçlanmalarına, özellikle 5 ve 10 yıllık gösterge tahvil ihraçlarına yeniden başlayacağına işaret etmesiyle, Hazine'nin DİBS ihraçlarına yabancı yatırımcıların ilgisinin yeniden artacağı beklenmekte.

Nitekim, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre, 2018 yılının ocak ayında 71,4 ay olan iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama vadesi, bu yıl ortalamada 28,9 aya kadar düşmüş durumda bulunuyor. Buradaki belirleyici faktörün ise, Hazine'nin artan borçlanma maliyetlerinin, uzun vadede borç stokuna etkisini sınırlamak amacıyla uzun vadeli sabit faizli borçlanmayı tercih etmemesi olduğu görülüyor. Bu çerçevede, gerileyen enflasyon ve faiz oranlarının da etkisiyle, önümüzdeki dönemde Hazine'nin uzun vadeli ihraçlarını kolaylıkla gerçekleştireceği ve yabancılar tarafından, ihraçlara yüksek talep gelebileceği beklenebilir.  

Resim4.png

Resim6.png 

Hisse senetleri piyasasındaki yabancı payının ise 13 Eylül tarihinde %64,34 seviyesine yükselerek son 19 haftalık dönemin en yüksek seviyesine ulaştığı gözlenmekte. Yılbaşından bu yana borsada yabancı payı en yüksek seviyeyi %66,16 seviyesi ile  25 Ocak haftasında görmüştü.

Tahvil piyasasındaki yabancı payı ise, yılbaşındaki %15,03 seviyesinden gerilemesini kademeli bir şekilde sürdürerek 10 Mayıs haftasında %10,47 seviyesine kadar düşüşle bu yılın en düşük seviyesini görmüştü. Mayıstan itibaren kısmi toparlanan tahvil piyasasındaki yabancı payı, 20 Eylül haftasında %11,01 seviyesinde bulunuyor.