2014 Faaliyet Raporu
Yönetim Kurulu Başkanı'nın Değerlendirmesi

Ülkemiz ekonomisine her alanda desteğini sunan Ziraat Bankası, yaşadığı değişim ve dönüşüm ile sektörde öncü konumunu güçlendirmiştir.

2014, küresel ölçekte ekonomik büyüme performansının bölgeler ve ülkeler arası farklılıklar arz ettiği bir yıl olmuştur.

Değerli paydaşlarımız,

2014, küresel ölçekte ekonomik büyüme performansının bölgeler ve ülkeler arası farklılıklar arz ettiği bir yıl olmuştur. ABD ekonomisinde toparlanma iyice artarken, Avrupa Bölgesinde ekonomik gelişimin kırılgan seyri sürmüştür. Çin, Japonya gibi diğer önde gelen ekonomilerde de ekonomik yavaşlama kaydedilmiştir. Küresel ekonominin halen istenilen tempoyu yakalayamaması, artan jeopolitik risklerle de birleşerek talep tarafının yavaşlamasına neden olmuş ve özellikle yılın ikinci yarısından itibaren emtia fiyatlarında düşüşlere sebebiyet vermiştir.

Küresel krizin başından beri sorunlarla mücadelede birincil araç olarak kullanılan genişlemeci politikalar hali hazırda sürmektedir. 2014 yılının beklentilerin altında bir küresel büyüme ile sonlanması, Avrupa ve Japonya başta olmak üzere başlıca merkez bankalarının genişlemeci politikalarını sürdürmelerini gerektirmektedir. Bu noktada diğer ülkelerden ayrışmakta olan ABD’de; büyüme, istihdam, enflasyon gibi makro verilerde yakalanan gelişme ile çıkış stratejisi uygulanmaktadır. Sona erdirilen tahvil alım programı sonrasında yılın ilerleyen aylarında ılımlı faiz artışlarına başlanması beklenmektedir. Gelişmekte olan ülkeler ise, ekonomi kompozisyonlarının dağılımı nispetinde emtia fiyatlarındaki gelişimden olumlu ya da olumsuz etkilenmektedirler.

Küresel piyasalar yakın geçmişte ABD tarafından atılacak adımlara konsantre olmuş ve risk algıları ABD verilerine odaklanmış iken, 2014 yılında küresel ekonominin büyüme performansı, jeopolitik gelişmeler ve emtia fiyatları da risk algısı sınırlarına girmiş; birçok değişken piyasalarda oynaklık düzeyini etkiler hale gelmiştir.

Gelinen noktada halen ekonomilerin rayına oturtulması için önlemler alınması ve sorunlarla ciddi olarak mücadele edilmesi gerekmektedir. Avrupa Merkez Bankası negatif mevduat faizi uygulaması, tahvil alımları gibi yöntemlerle hala bölge ekonomilerini canlandırma çabalarını sürdürürken, bir yandan da düşük enflasyon, yüksek işsizlik gibi sorunlarla mücadele etmektedir. Japonya ve Çin merkez bankaları da genişlemeci adımlar atmaktadırlar. İlerleyen dönemlerin kağıt üzerinde planlandığı gibi hedeflere kolay ulaşılan bir süreç olmayacağı, doğru zamanda kalıcı çözümler üreten ülkelerin başarılı olacağı görülmektedir.

Türkiye ekonomisi küresel ekonominin bir parçası olarak dünyadaki gelişmelerin etkilerini yakından hissettiği bir yılı geride bırakmıştır. Büyüme, yılın başında olumlu seyrederken yılın ikinci yarısından sonra ivme kaybetmeye başlamıştır. Önceki yıldan farklı olarak dış talep ağırlıklı bir büyüme görülürken, cari açık gerileme sergilemiş ancak enflasyon öngörülen patikanın dışına çıkmıştır. Türkiye gibi enerji ithalatçısı bir ülke için, yaşanan süreçte olumlu olarak görülen nokta, petrol fiyatlarında yaşanan keskin düşüş olmuştur. Bu gelişme enerji maliyetlerini düşürerek cari açık, enflasyon ve büyümedeki düzelmelere katkı verecektir. Önümüzdeki süreçte iç ve dış talep koşullarının daha dengeli olduğu, daha sağlıklı bir büyüme oranına kavuşulacağı düşünülmektedir.

Ülke ekonomisine yön veren politikalar arasında uzun yıllardır başarı noktası olarak öne çıkan disiplinli mali yönetim 2014 yılında da sürdürülmüştür.

Yılın başında görülen yüksek kur düzeyi ve buna bağlı geçişkenlik etkisi, kurak geçen kış mevsimi sonrası tarımda yaşanan rekolte kaybı ve gıda fiyatları artışı gibi etkenler enflasyona olumsuz yansımıştır. 2014 yılı %8,17 TÜFE düzeyi ile sonlanmıştır. 2014 yılında görülen sıçramanın geçici olması, gıda fiyatlarının normal ortalamalarına dönmesi, baz etkisi ve petrol fiyatlarındaki gerileme ile enflasyonun tekrar düşüş trendine dönmesi beklenmektedir.

Ülkemiz ekonomisi ele alınırken yapısal sorunların başında gelen cari işlemler açığı 2014 yılında gerileyen bir trend izlemiştir. Bu gelişimde yılın başında uygulamaya alınan makro ihtiyati önlemler ile iç talebin gerilemesi ve bunun yansıması olarak ithalat talebinin düşmesi etkili olmuştur. Ayrıca en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Bölgesinde yılın başında görülen ekonomik canlanmanın da katkısıyla ihracat performansımızın artması cari işlemler açığındaki iyileşmenin diğer nedeni olmuştur. Ancak küresel ekonomik büyümenin performans kaybediyor olması ve jeopolitik riskler gibi etkenler, iyileşme karşısında risk unsurudur. Bu noktada ise gerileyen petrol fiyatlarına bağlı enerji ithalat faturasının düşüyor olması yardımcı olacaktır. 2015 yılında mevcut petrol fiyatlarının korunduğu varsayımıyla cari işlemler dengesinde iyileşmenin devam etmesi muhtemeldir.

Ülke ekonomisine yön veren politikalar arasında uzun yıllardır başarı noktası olarak öne çıkan disiplinli mali yönetim 2014 yılında da sürdürülmüştür. Yıl içinde gerçekleşen iki seçime rağmen hedeflerden sapma yaşanmamış ve yıl Orta Vadeli Program hedefiyle uyumlu sona ermiştir. Yıllardır ödün verilmeden sürdürülmekte olan maliye politikalarının devam edeceği yolundaki irade sıklıkla dile getirilmektedir.

Merkez Bankası, sıkı para politikası uygulamalarına devam etmektedir. Enflasyonda yaşanan sapmayla fiyat istikrarı daha da önem kazanmış durumdadır. 2014 yılı başında TL’deki oynaklığı bertaraf etmek için yapılan faiz artırımı sonrası şartların bir miktar iyileşmesi ile yılın ikinci yarısında sınırlı faiz indirimi yapılmıştır. 2015 yılında özellikle yılın ilk yarısında daha hızlı olması beklenen enflasyon düşüşü ile faizlerde bir miktar daha gerileme beklenmektedir.

2014 yılının bir diğer önemli gelişmesi, Ziraat Bankası Sürdürülebilirlik Politikası’nın kabulü ve paydaşlarına ilanı olmuştur.

Gerek küresel, gerek yurt içi şartlar görece bozulurken, Türk Bankacılık Sektörü olumlu bir performans ile yılı tamamlamıştır. Sektörün bilanço büyümesi önceki yıla oranla yavaşlasa da gayet tatminkar düzeydedir ve kârlılık 2013 yılı seviyesine yaklaşmıştır. Kredilerde bireysel kredilerin artış hızı yavaşlarken, kurumsal kredilerin canlılığını koruması reel sektöre sağlanan desteğin devam ettiğini göstermektedir.

Ülkemiz ekonomisine her alanda desteğini sunan Ziraat Bankası, yaşadığı değişim ve dönüşüm ile sektörde öncü konumunu güçlendirmiştir. 2014 yılında daha etkin ve verimli bir bilanço yapısıyla yola devam edilerek ilerleyen dönemlere ilişkin sağlam adımlar atılmış ve hep daha iyiye yol alma vizyonu, faaliyetlerin odağında yer almıştır.

2014 yılının bir diğer önemli gelişmesi, Ziraat Bankası Sürdürülebilirlik Politikası’nın kabulü ve paydaşlarına ilanı olmuştur. Yıl içinde yayınladığımız ilk Sürdürülebilirlik Raporu ise, küresel bankacılığın en son trendleri kapsamında çevresel, sosyal ve ekonomik konuları bir bütün olarak ele almış olması, kazanımlarımızı ve hedeflerimizi paydaşlarımızın değerlendirmesine sunması açısından değerli bir adım olmuştur.

Müşterilerimize, çalışanlarımıza, muhabirlerimize, iş ortaklarımıza ve markamıza sonsuz güven duyup, ürettiğimiz değere maddi veya manevi katkıda bulunan herkese Yönetim Kurulumuz ve şahsım adına şükranlarımızı sunuyorum.

Saygılarımla,

Muharrem Karslı
Yönetim Kurulu Başkanı