Haziran Ayı Merkez Bankası Faiz Kararı: ''Merkez Bankası, Enflasyondaki Düşüş Sürecini Hızlandırmayı Amaçlıyor''

Merkez Bankası, politika faizi olan 1 hafta vadeli repo faizini beklentiler doğrultusunda %24 seviyesinde sabit bıraktı ve sıkı duruşunu korudu. Merkez Bankası, önümüzdeki döneme yönelik gevşeme sinyali vermezken, sıkı parasal duruşun korunarak enflasyondaki düşüş sürecini hızlandırmayı amaçlıyor.

Her ne kadar Merkez Bankası önümüzdeki toplantısına yönelik net bir gevşeme sinyali vermese de TL'deki ılımlı seyrin sürmesi de dikkate alınarak Merkez Bankası'nın 25 Temmuz'daki PPK toplantısında faiz indirimine başlaması olası görülebilir. Piyasa katılımcıları, yılın ikinci yarısında toplamda ortalama 250 baz puan civarında faiz indirimi beklemekte (Piyasa katılımcılarının beklentileri, 200-500 baz puan faiz indirimi aralığında değişiyor.)

Fed'in genişleyici tutumu ve ticaret savaşlarında gerginliğin azalması halinde ise ortalama faiz indirim miktarı beklentisi artabilir.

PPK kararı sonrası ilk tepki olarak USD/TL kurunun da 5,78'lere kadar gevşediğini gözlemledik. 

     Karar metninde dikkat çeken noktalar

  • Merkez Bankası, fiyatlama davranışlarına dair riskleri sınırlamak ve enflasyonun düşüş sürecini hızlandırmak amacıyla sıkı parasal duruşu korudu.
  • İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılaştırmanın etkilerinin enflasyondaki düşüşü desteklediği vurgulandı.
  • Enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek, parasal duruşun, enflasyonu hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde belirleneceği yinelendi. ​
  • Karar metninden, gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerindeki artışlar ile enflasyon beklentilerindeki yüksek seyrin fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiğini gösterdiğine yönelik cümlenin çıkarıldığı görülüyor. Mayıs enflasyonun da taze meyve ve sebze fiyatlarında aylık bazda sert bir düşüş gözlemlemiştik. TL'de de küresel koşulların destekleyici etkisi değerlenmenin önünü açıyor ve ithal fiyatları olumlu etkiliyor.
  • Merkez Bankası, haziran ayı PPK karar notunda büyüme ve cari denge görünümüne dair bir değişikliğe gitmedi. Ekonomideki dengelenmenin sürdüğü ve dış talebin nispeten gücünü korurken finansal koşullardaki sıkılığın da etkisiyle iktisadi faaliyet yavaş bir seyir izlediği yinelendi. Cari dengedeki iyileşme eğiliminin ise sürmesinin beklendiği vurgulandı.​

1.pngKırmızı renkliler faiz bileşenlerinde değişiklik yapılan toplantılar.​

Merkez Bankası'nın faizlerde değişikliğe gitmesini bekleyen azınlık piyasa katılımcısı bunu aşağıdaki birkaç gerekçeye bağlıyordu.

  1. Enflasyonun nisan ve mayıs ayında beklentilerin altında gerçekleşmesi,
  2. Baz etkisinin de katkısıyla enflasyonda haziran-ekim döneminde düşüşün güçlenmesi,
  3. Fed ve ECB'nin para politikalarında güvercin duruşlarını güçlendirmesi ve ticaret savaşlarında olası yumuşama,
  4. Petrol fiyatlarındaki düşüş,

 Lakin Merkez Bankası temkinli bir tutum sergileyerek politika faizini sabit bıraktı. Piyasa katılımcılarının büyük çoğunluğu da haziran ayında Merkez Bankası'nın politika faizini sabit bırakmasını bekliyordu, ilk faiz indiriminin ise temmuz ayıyla başlayabileceği beklentilerde ağırlık kazanıyor. Dolayısıyla TL'deki ılımlı seyrin sürmesi de dikkate alınarak Merkez Bankası'nın 25 Temmuz'daki PPK toplantısında faiz indirimine başlaması olası görülebilir. Yılın ikinci yarısında toplamda 250 baz puan civarında faiz indirimi beklenmekte. Fed'in genişleyici tutumu ve ticaret savaşlarında gerginliğin azalması halinde ise faiz indirim miktarı beklentisi artabilir.

Dolar endeksinde, 25 Nisan'daki PPK toplantısından bu yana %1,5 düşüş gözlemlerken, TL'nin dolar karşısındaki kazancı %2,5'i aştı. Merkez Bankası'nın sıkı duruşunu koruması ardından TL varlıklarda pozitif seyrin sürmesini bekleyebiliriz.

    Şekil 1. Doların küresel anlamda değer kaybı TL'yi olumlu etkiledi.​ 

2.png 

Küresel koşullar destekleyici

Trump'ın faiz indirim çağrıları Fed tarafında da yankı buldu.

Artan küresel ticaret gerilimi, yavaşlayan küresel ekonomi ve ABD'de açıklanan zayıf verilerle birlikte Fed'in, bu sene iki kez 25 baz puanlık faiz indirimi yapabileceği fiyatlanıyor. Fed'in temmuz ayındaki toplantısında faiz indirme olasılığı %80'e ulaşmış durumda.

Gelecek hafta Fed toplantısı ve haziran ayının sonunda da ABD ve Çin liderlerinin buluşacağı G-20 Zirvesi bulunmakta. Bu iki gündem biz dahil olmak üzere GOÜ varlıkların performansında etkili olabilecek iki önemli unsur.

     Şekil 2: Fed'in faiz indirme olasılığı (Temmuz, Eylül ve Aralık ayları Fed toplantısının bulunduğu aylar)​

3.pngHaziran ayıyla birlikte enflasyonda baz etkisinin belirginleşmesiyle enflasyondaki düşüş trendi daha belirgin bir hale bürünecek. Bu da Merkez Bankası'na önümüzdeki PPK toplantılarında (temmuz ve sonrası), faiz indirimine alan tanıyabilecek bir unsur. Neticede yaz aylarında yıllık enflasyonun %18 seviyelerinden %15'lere doğru gevşediği ve eylül ayıyla birlikte ise kurdaki stabil seyir dahilinde enflasyonun tek haneli bir seviyeye de gerileyebileceği beklenebilir. Yıl sonuna doğru ise tekrar %15 seviyelerine doğru bir yükseliş gözlemleyebiliriz. 

     Şekil 3. Enflasyonun aylık gelişimi ve baz etkisi

4.png 

Türkiye ekonomisi birinci çeyrekte beklentilerle uyumlu olarak çeyreksel bazda %1,3 büyüyerek resesyondan çıktı. Bir önceki PPK toplantısı olan 25 Nisan'dan bu yana iktisadi faaliyete yönelik açıklanan veriler ise sıkılaşan finansal koşulların, ekonomik aktivitede beklenen toparlanmanın kısmen sınırlanabileceğini gösteriyor.

 Takip etmeye aşina olduğumuz birkaç öncü göstergeye baktığımızda da bu durumu teyit ediyoruz (Şekiller 4).

  • Güven endekslerinde, reel sektör ve tüketici anlamında gerileme görüyoruz.
  • Sektörel güven endekslerinde de özellikle inşaat sektöründeki zayıflığın sürdüğünü gözlemliyoruz.
  • Krediler de sıkılaşan finansal koşullarla birlikte yılın başlangıcındaki hızlı yükseliş ivmesini azaltmış durumda.
  • İmalat PMI verisi de mayıs ayında tekrar yönünü aşağı çevirmiş durumda.

     Şekiller 4. Öncü göstergelere genel bir bakış 

5.png

6.png