Kredilerin 13 haftalık hareketli ortalaması, son üç haftadır pozitif bölgede seyretmekte ve toparlanma sergilemekte.
Yılın ikinci yarısına ilişkin öncü göstergeler, büyümede ılımlı toparlanmanın süreceğine ve kredi talebinin artmaya devam edeceğine işaret ediyor.

Kredilerin seyrinin yorumlanmasında önemli bir gösterge olan ve TCMB tarafından da takip edilen kredilerin 13 haftalık hareketli ortalamasının (HO), eylül ayının ilk haftası itibarıyla, geçen yılın aynı dönemine göre daha pozitif bir görünüm sergilediği gözlenmekte.

Resim1.pngÖte yandan, kredilerdeki yükselişin tüketici kredileri, özellikle ihtiyaç kredileri ağırlıklı olarak şekillendiği gözlenirken, kurumsal ve ticari kredilerde görece daha ılımlı bir seyir görülmekte.

Toplam kredi talebinde canlanmayı teyit eden gelişmelere baktığımızda,

•Üçüncü çeyrekle düşük baz etkisinin de devreye girmesi ve turizmin de katkısıyla yıllık büyümede yıllık bazda daha da ılımlı bir büyüme beklentisinin oluşması,

•Özellikle bu yılın tamamı için pozitif büyüme beklentilerinin artması,

•Küresel koşulların da desteğiyle TCMB'nin, politika faizini temmuz ayında 425 baz puan ve eylül ayında ise 325 baz puan olmak üzere son iki PPK toplantısında toplam 750 baz puan indirmesi ve mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğunu vurgulayarak, sonraki toplantılarda daha ılımlı da olsa başka faiz indirimlerine işaret etmesi,

•Enflasyondaki düşüş sürecinin yanında, kurların ve Türkiye CDS priminin ılımlı seyrinin de finansal koşullardaki sıkılaşmayı gevşetmesi ve piyasada kredi faiz oranlarının düşüşe geçmesini sağlaması öne çıkmakta.

Nitekim, öncü göstergeler de toparlanma durumunu teyit etmekte.

Türkiye'de imalat PMI endeksinin eylül ayında 50 eşik seviyesine yükselerek, böylece faaliyet koşullarında 17 aydır süren yavaşlama eğiliminin sona erdiğine işaret etti.

Ayrıca kredi talebinin yükselişe geçmesinde, kamu bankaları öncülüğünde başlatılan düşük faizli konut kredisi, konut kredisi yapılandırma ve yurtiçinde üretilen taşıtlara yönelik düşük faizli taşıt kredisi gibi kampanyaların oldukça etkili olduğu gözlenmekte. Gerileyen enflasyon ve kredi faizleri ortamında, özellikle son günlerde konut ve taşıt satışlarında gözlenen artışlar, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri de iyileştirmekte.

Bu yılın haziran ayında yurtiçinde toplam konut satışlarının 61.355 adet seviyesinde gerçekleşerek bu yılın en düşük seviyesine gerilemesinin ardından, temmuz ayından itibaren toparlanarak, temmuzda 102.236 adet ve ağustos ayında ise 110.538 adet seviyelerine kadar  yükseldiği görülmekte. Eylül ayına ilişkin satış beklentilerinin ise, kampanyalarla birlikte bu rakamlarının çok daha  üzerine çıkılacağı yönünde şekillenmekte.  

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre ise, eylül ayında Türkiye'de yaklaşık 42.000 araç satışı gerçekleşti. Otomotiv pazarı 2018 yılı eylül ayına göre %82,4 oranında büyüdü. Özellikle, geçtiğimiz yıl ağustos ayında yaşanan kur şoku, finansal dalgalanma ve ardından yükselen enflasyon ve faiz nedeniyle otomotiv satışlarında sert düşüşler yaşanmıştı. Öyle ki, geçen yılın eylül ayında otomotiv sektörü satışları yıllık bazda %76,5 oranında gerilemişti.

Resim2.pngBunun yanında, TCMB'nin geçen hafta yayınladığı 3. çeyrek Banka Kredileri Eğilim Anketi'ne göre, 2019 yılının dördüncü çeyreğine ilişkin beklentiler; yabancı para cinsinden açılan krediler haricindeki tüm işletme kredi türleri ve tüm bireysel kredi türlerinde talepte artış olacağı yönünde şekillendi. 
Resim3.pngResim4.pngResim5.pngResim6.png