Yabancı yatırımcılar, 10 Ocak haftasında hem hisse senedi tarafında hem de DİBS/tahvil tarafında satış yönünde hareket etti. Söz konusu piyasalardan haftalık bazda çıkış yapan net toplam yabancı sermaye miktarı USD 306 milyon seviyesinde gerçekleşti.

Hisse senetleri piyasasındaki yabancı payı %61 seviyesinin üzerine çıkarken, tahvil piyasasındaki yabancı payı ise %10 seviyesinin altına sarkarak rekor düşük seviyelerde bulunuyor.

Yabancı yatırımcılar, yurtiçinde 3 – 10 Ocak tarihleri arasında hisse senedi piyasasında USD 107,8 milyonluk satış yaparken, repo hariç DİBS tarafında ise USD 197,9 milyon tutarında sınırlı satış gerçekleştirdi.

•Geçen ilk iki haftasında (4 ve 11 Ocak 2019 haftalarında) yabancıların hisse senedinden kaynaklanan girişi toplam USD 32 milyon seviyesinde gerçekleşirken, bu yılın aynı döneminde (3 ve 10 Ocak 2020 haftalarında) ise toplam USD 120 milyon seviyelerinde çıkış gerçekleştirdikleri gözleniyor.

Geçen yılın ilk iki haftasında, yabancıların DİBS tarafında ise çıkış yönlü olduğu gözleniyor. Yabancıların, geçen yılın ilk iki haftasında toplam USD 243 milyonluk satış yaptığı görülürken, bu yılın ilk iki haftasında ise toplam USD 258 milyonluk satış yaptıkları gözleniyor.

Ancak son günlerde, küresel sermaye akımlarını olumlu yönde etkileyen gelişmelerin yaşanmasının, Türkiye'ye yönelik yabancı sermaye hareketlerinin de artmasını sağlaması beklenebilir. Özellikle, küresel merkez bankalarının başta Fed, ECB ve BOJ olmak üzere genişlemeci para politikalarına İngiltere Merkez Bankası (BoE) gibi diğer gelişmiş ülke merkez  bankalarının da katılacağının sinyalini vermesi, önceki gün ABD ve Çin arasında birinci faz ticaret anlaşmasının imzalanmasının oluşturduğu olumlu etki ve ABD ve İran arasındaki gerilimin yatışması, küresel sermaye akımlarını destekleyen başlıca öne çıkan gelişmeler olmakta.

Yurtiçi tarafta ise gerileyen enflasyonla ve ılımlı seyreden kurlarla birlikte, TCMB'nin dünkü PPK toplantısında politika faizini piyasa beklentileri dahilinde 75 baz puan indirimle %11,25'e çekmesi ve enflasyondaki seyrin, yıl sonu tahmini olan %8,2 ile büyük ölçüde uyumlu olduğunu belirterek ölçülü faiz indirimlerine devam edeceğinin sinyali vermesi ve Türkiye CDS priminde düşüş gözlenmesiyle, son dönemde TL varlıklara yönelik ilginin arttığı gözlenmekte. 

Bu kapsamda, şu sıralarda BİST 100 Endeksi'nin 121.000 puanın üzerinde seyrederken, tarihi zirve seviyelere geldiği ve 2 yıllık, 5 yıllık ve 10 yıllık gösterge hazine tahvilleri faizlerinin ise %10 seviyelerine yaklaşarak son 3 yılı aşkın sürenin en düşük seviyelerine gerilediği görülüyor. Önümüzdeki dönemde de, küresel ve jeopolitik risklerde artış olmaması durumunda TL varlıklara ilginin artarak sürmesi beklenebilir.   

Resim1.pngResim2.png 

Hisse senetleri piyasasındaki yabancı payının ise 10 Ocak 2020 tarihinde %61,30 seviyesinde gerçekleştiği ve son 5 haftanın en yüksek seviyesine çıktığı gözlenmekte. Geçen yılın başından bu yana borsada yabancı payı en yüksek seviyeyi %66,16 seviyesi ile 25 Ocak 2019 haftasında görmüştü.

Tahvil piyasasındaki yabancının payı ise, geçen yılın başındaki %15,03 seviyesinden gerilemesini kademeli bir şekilde sürdürerek, 10 Ocak 2020 haftasında ise %9,93 seviyelerine kadar gerilediği görülmekte. Söz konusu payın, verinin tutulmaya başladığı Haziran 2012'den bu yana en düşük seviyesinde gerçekleştiği gözlenmekte.

Yabancı yatırımcıların toplam DİBS portföyü ise, 10 Ocak haftasında USD 15,5 milyar seviyesiyle son üç haftanın en yüksek seviyesinde bulunuyor ve hisse senedi portföyü ise USD 33,8 milyar seviyesiyle son 45 haftanın en yüksek seviyesinde bulunuyor. 2019 yılı ocak ayı başında ise stoklar sırasıyla USD 17,7 milyar ve USD 27,7 milyardı.

• Repo hariç toplam DİBS stoku ise, 10 Ocak haftasında yaklaşık USD 14,9 milyar seviyesinde bulunuyor. Bu tutar, 2019 yılı ocak ayı başında ise yaklaşık USD 17,4 milyardı.